BOLVADİN’İ GÖRMEK İÇİN OTUZALTI NEDEN

1- 1481 yılında yapılan İmaret Camii şadırvanında bir abdest alıp, camisinde iki rekat namaz kılmadan,
2- İlk olarak milattan önce 1344 yılında, ikinci olarak 1150 yılında kırk göz olarak yapılan, 16. Yüzyılda altmış dört göze çıkarılan, tarihi Kırkgöz Köprüsü’nün üzerinden geçip tarihi solumadan,
3- Tarihi bedesten içerisinde bulunan “Bolvadin Bankası” ve Fransızlar tarafından işletilen “Osmanlı Bankası” binalarını görmeden,
4- Tarihi çok eskiye dayanan, şifalı sıcacık suyuyla insanı rahatlatan, Bolvadin Gızılkürse (Kızılkilise) Kaplıcasının havuzuna usulca girip: “Al derdini… al derdini…” demeden,
5- Geceden çarşı fırınına verilip, sabaha kadar ağır ağır pişen, içi yarı etli, gongurdak biberli keşkeğin lezzetine varmadan,
6- Haşgeş çapası zamanı fedakar Bolvadin kadınlarının soğukta çapa yaptığını görmeden ve yeşil haşgeşin tadına bakmadan,
7- Bolvadin’in eski adı “Polybotum” (Geniş Otlaklı Ova) anlamına gelse de, bulabildiğimiz ovalık yerleri gezmeden,
8- Tarihi Yanık Kışla’nın içinde bulunan, yenilenmiş haliyle Bolvadin Müzesini gezmeden,
9- Bolvadinli gençlerin okumasında, 26 profesör ve 55 doçent akademisyen çıkarmasında büyük emekleri olan emekli öğretmenlerimizin öğretmenler evindeki sohbetlerini dinlemeden,
10- Bolvadin insanının yapısına uygun olup çok yavaş oynanan “Hazin Hazin Gir Gapıdan” oyun havasını oynayanları seyretmeden,
11- Sık rastladığınız kahvehanelerden bir tavşan kanı çay yudumlamadan,
12- 150’nin üzerinde kuş türü bulunan cennet Eber Gölü’nü gezmeden,
13- Geniş ve güzel yaya kaldırımlar dururken, devamlı iki elini g.ötüne bağlayıp, yol ortasında yürüme alışkanlığını devam ettiren bazı insanları görmeden,
14- Taş fırında odun ateşiyle pişen etli pideyi yemeden,
15- Türkiye’deki ilçeler içinde en çok bisiklet bulunan Bolvadin yollarını gezmeden,
16- Bazı motosikletli gençlerin toplumu rahatsız ettiğini ve motosiklet – bisiklet sahiplerinin, yaya yürüyenleri düşünmeden, araçlarını yaya kaldırımlarına park ettiklerini görmeden,
17- Şu anki binası 1904 yılında yapılan 960 metrekare büyüklüğündeki Çarşı Camisinde, Ramazan’da ikindiden sonra bülbül sesli hâfızlarla mukabele takip etmeden,
18- Nişanlanan gençlerin topluma duyurulması ve destek sağlanması amaçlı “Şerbet İçme” merasiminde lokum alıp yemeden,
19- 1553 yılında yapıla tarihi Rüstempaşa Hamamının göbek taşına sırt üstü yatıp, kirimizden ve manevi pisliklerden arınmadan,
20- Kızlarevciği’ne çıkıp tef sesi dinlemeden,
21- Namaz vakitlerinde 59 camide birden başlayan, Müezzinler Fatih DERTLİ ve Abdil KURT’un okudukları, insanı başka bir âleme götürüp mest eden ezan sesini dinlemeden,
22- 1955 yılında zamanın belediye başkanı Süleyman KABADAYI tarafında yaptırılan, insanın yeşillikler ve kuş sesleri arasında huzur bulduğu Horan Parkı’nda çayımızı yudumlarken muhabbetin de beline vurmadan,
23- Bolvadin’de fedakârca çalışılıp halka ücretsiz dağıtılan mahallî gazeteleri alıp okumadan,
24- 1894’te İkinci Abdülhamit Döneminde, Bolvadinliler tarafından yaptırılan “Yanık Kışla”yı gezip, hâlâ yanmakta olan yüreğimizdeki yanık kokusunu hissetmeden,
25- 1278 yılında Selçuklular tarafından mescit olarak yaptırılan, daha sonra 1553’de camiye çevrilen Alaca Camisini ve şimdi çukurda kalan minare kapısını görmeden,
26- Zamanla özelliğini kaybetmekte olan, düğünlerimizin mevlitlerimizin vazgeçilmezi olan sıra davet yemeklerinin tadına bakmadan,
27- 9 Aralık 1921’de Kurtuluş Savaşı yıllarında Atatürk’ün gelip kaldığı “Kılıcoğlu İbrahim Ağa Konağı”nı gezmeden,
28- Kurtbaba tepesini çıkıp, düz ovada yeşillikler içerisindeki Bolvadin’i seyretmeden,
29- Kokusu yedi mahalleye duyulan fırın etinin tadına bakmadan,
30- Soğuk kış günlerinin sıcak çorbası olan, içi bol tavuk etli, biraz acılı çorbanın içine arabaşını daldırıp yutmadan,
31- Sahâbe-i Kiramdan Abdülvahhab Gazi Hazretlerinin, Abdülkadir Ceylani Hazretlerinin, Sultan Carullah hazretlerinin ve diğer evliyâullahın kabirlerini ziyaret edip, bir Fatiha okumadan,
32- Çarşı meydanına 1930 yılında dikilen ulu çınarın altına oturup bir çay molası vermeden,
33- En eski pastane olan Nur Pastanesinde, Ecinnilerin iki parmak kalınlığında olan nefis kaymağını ekmek kadayıfının üzerine koyup yemeden,
34- Bolvadin oyun havası olan “Dabandan” oyun havasının, oynak havasına kendimizi kaptırıp coşmadan,
35- Yağcıların mis gibi haşgeş kokan dükkanlarını gezip, haşgeş çirpisiyle pişmemiş olsa da, bol haşgeşli yumuşacık Bolvadin katmerinin tadına bakmadan,
36- Bolvadin dışında hiçbir yerde lezzetini bulamadığımız, mercimekli kumpilli çıtır çıtır bükmesini ısırmadan,
Bolvadin’den ayrılmayın… N.Sait EKİCİ

Yorum Yazabilirsiniz

All fields marked with an asterisk (*) are required