BOLVADİN’DE GELİN OLMAK

Gelin olmak…Her genç kızın rüyası…Bütün kızlar, gelin olabilmenin hayaliyle yaşarlar. Günümüzdeki gelin kızlar, çocukluğumuzdaki gelinlere göre çok farklıdır. Günümüz gelinleri her türlü imkana sahip olup; genellikle rahat, konfor ve lüks hayat içindedirler. Her şeyden önce “Ev ev üstünde olmaz” düşüncesiyle kaynana yanında oturmayıp, ayrı bir evde oturmak isterler. Evlenmeden bütün eşyaları alındığı için, evlilik sonrası da bir hedefleri kalmamaktadır. Can sıkıntısından da kavga etmektedirler.   Daha lüks ve gösterişe hayata kendilerini kaptırmaktadırlar. Evlerdeki ‘erkek’ hakimiyetinin yerini, kadın hakimiyeti almıştır. Doğum günü, evlilik yıldönümü, üzerinde insan, cami ve Kâbe resimli kutlama pastaları, zengin sofralar, sosyetik umre turları…İsraf ve lüks saltanat, İslam’ın altıncı şartı oldu. İşte bu yüzden, günümüzde bazı evliliklerinin sonu hüsran olmaktadır.  Hayatta üç şey kişinin özüne zarar verir: Öfke, açgözlülük, kibir…

ÇOCUK GELİNLER

Şimdi de; çocukluğumuzdaki cefakâr, vefakâr, itaatkâr gelinlere gelelim. Oğlu, evlilik yaşına gelmiş olan gayınna, kendilerine uygun “takkası takkasına uyan” gelin olacak kız aramaya başlar. Genellikle kızlar, 14 yaşından itibaren gelin olmaktadırlar. Bazı kız babaları da “Kızı sandalyeye otutturcan, ayağı yere değerse vercen!” düşüncesiyle ve evde bir boğaz eksik olsun, mantığıyla kızlarını küçük yaşta gelin ederlerdi. İlkokulu bitiren kız çocuğu, -eğer okula gitmişse- gelin olmaya aday olarak görülürdü. Gayınnalar da genellikle, “gözü açılmadık” olsun diye, küçük kızlara isteyici giderlerdi. Kız tarafı: “Daha yaşı küçük…” derse, gayınna olacak hemen atılır: “Bu da benim kızım olcak! Goynumda böyüdürün ben onu!” der, ikna etmeye çalışırdı. Çoğu zaman kıza hiç sorulmadan verilirdi. Oğlan-kız birbirlerini hiç görmeden ve tanımadan evlendirilirdi. Benim en çok canımı sıkan da, karısı ölmüş olan ve 50 yaşına yaklaşmış erkeklerin, 16 yaşında kız almaları idi. Adamın variyeti biraz düzgün ise, kız tarafı: “Kızım hiç olmazsa gün görsün!” diye babası yaşındaki adamlara verirlerdi. Muradını alamamış vah garip kızlar vah!…

GERDEK

Gerdek sabahı, gelin kız sabah ezanından önce kalkar –sanki adam her gün namaz kılıyormuş gibi- kaynatasının eline abdest suyu dökerdi. İlk günden itaatli olmaya yönlendirilirdi. Gelinlerin çoğuna   da, eğreti takılan ziynet eşyaları ve bazı giyecekler hemen geri alınırdı. Yeni gelin kırk gün kapıdan dışarıya çıkarılmaz, eve alışması sağlanırdı. Bu süre zarfında hiç kimseyle konuşmaz, işaret diliyle konuşurdu. Kırk günden sonra konuşmaya başlar fakat kesinlikle kaynatanın yanında sesli konuşmaz, fısıltıyla konuşurdu. Evde başka gelin varsa, adlarıyla hitap edilmez: “Güççük gelin! Böyük gelin!” diye seslenilirdi. Gelinin görevleri çok fazla idi. Çeşmeden su taşıması, hamur katması, çocuğa bakması, her evde en az bir sağılır inek olduğu için hayvana bakması, çamaşır yıkaması…Evlerin bir köşesinde veya avlunun bir kenarında, şimdi ‘lavabo’ dediğimiz ‘abdestlik’ler vardı. Orada testiler sıralı olurdu. El ve bulaşık yıkama yeri idi. Yemeği yapan, sofrayı kuran, bulaşıkları yıkayan gelinin görevleri bitmiş sayılmazdı. Yemekten sonra sol omzuna peşkiri atar, eline ibrik ve leğen alarak yemek yiyenlerin elini yıkattırırdı. Önce kaynatatan başlanır, sıravardı diğerlerinin elini yıkatırdı. Adamlar, el yıkama yerine gitmeye üşenirler, suyu sabunu ayaklarına getirtirlerdi. Geline zulüm….O gelinlerin hakkı nasıl ödenecek?

Kaynana, kızı almadan önce söylediği: “Koynumda büyütürüm” sözünü unutur, gelin “bilmiyorum” dediği zaman: “Aha nası bilmezsin! Gocayı nası biliyon!” der azarlanırdı. Yemek vakitleri harici ekmek ve diğer yiyecekler kilitlenirdi. Gelin, soğuklarda kendi odasındaki sobaya, gayınnadan saklı olarak odun getirip atardı. Eğer gelin, kız çocuğu doğurduysa, sanki suç ondaymış gibi suçlanırdı. Bu şartlarda günler geçer, yıllar geçer, gayınnanın felek eşeğine ‘çüş’ dediği zaman, gelinin eline düşerdi. O zaman eziyet sırası geline gelirdi.  Garip gelinler; gayınnadan çok çekmişler…eltiden çok çekmişler…görümceden çok çekmişler…üstelik bir de gocadan çekmişler. İnşallah ahirette çekmezler.

Yorum Yazabilirsiniz

All fields marked with an asterisk (*) are required