MAHALLEM ve ÇOCUK
Şazi Mahallesi, Hacı Muratlar’ın aralık;
İki oda, bir mutfak; çorak damın üstü yarık.
İşte ben, bu mutlu hânede dünyaya gelmişim;
İlk çocuk olarak, neşe ve sevinç getirmişim.
Hac’anamın
rüyası sonucunda adım konmuş;
Hacı babam ise, bu işe birazcık bozulmuş.
Soğuk
gelmesin diye kapıya kilim tutardık;
Kış günü toprak odada çok huzurlu yatardık.
Su
çekilip, “esbap daşı ”na çamaşır yığılır;
Garip anam, akşamlara kadar “tokeş”ler durur.
Hesna
hala’m camızın sütünden kaymak yapardı;
Gadir emmi’m sabah namazını hiç kaçırmazdı.
Nerde
Güllü Gelin, Ayşe Gelin, Fâ’riye aba?
Dünya yalan..Ölenleri yazsak sığmaz kitaba.
Cılkoğlu
Çeşmesi’nde bazen kesilirdi deve;
Hayvanın böğürmesi, gelirdi tâ bizim eve.
Çil
Abdil’den alırdık iplere çizili şeker;
Yoklukta zor alınırdı,külahta çay ve şeker.
Hacı
Muratlar’ın Oda’ya köylüler dolardı,
Ekmek aş götürme işi bazen bize düşerdi.
“Hacı
Abdıreyim Çeşmesi”nde yıkanır bezler;
Anam soğuktan titreyip gelir; buz tutmuş eller.
“Desdici
Hılmi, Fırıncı Hörü, Dayoğlu Gızı;”
Komşularımızdı, hepsinin vardır hatırası.
Hacı anam
Tüssülü’nün Şö’ret’e sık giderdi;
Dişleri az olduğundan yemeği zor çiğnerdi.
Me’met
emmi’mi sorarsanız çok munis biriydi;
Karısı Emine aba’msa merhamet timsaliydi.
Dükkanımız..Rızık kapımız..Akmasa da damlar,
Millî bayram günü dolardı bütün damlar.
Babam
dükkanda resim çeker, dedem pul satar;
Paraları tekrar saymaktan büyük bir zevk duyar.
Üç ayaklı
makinayla babam resim çekerdi;
Kış günü, hava soğuk, ne zorluklar çekerdi.
Islak
kesilir resim, çünkü konmaz kurutmaya:
“Aç takkanı Me’medâ ! Borcun iki buçuk lira!”
Rüyada
mıyım, yoksa gerçek mi?Aklım almıyor;
Hesabı iyi yapalım, günler çabuk geçiyor...
N. Sait EKİCİ